Sahicilik artık sadece sözde kaldı

Deniz Karabacak
2 min readAug 9, 2023

Düşünce belli bir içerik kazanmadan önce, kolektif dilin kalınıba dökülür. Böylece tam da tabi olma hedefine başkaldırma niyetinde olduğu yerde, bu hedefe uyum sağlar hale gelir.

Dil bu şekilde faşizme sığınak sağlar. Sığınağından konuşan bu kötücüllük, kendini kurtuluşun ta kendisiymiş gibi ifade eder.

Derin insani hassasiyetler ifade ediyormuş gibi yapan bu jargon şu anda Acun Ilıcalı’dan, Erdoğan’a, ve dahi nice güzide gazeteciye Türkiye’yi kucaklamış durumda.

Bu dili bir kere kanıksadınız mı artık ne düşündüğünüzü söylemenize, hatta düşünmenize bile gerek yok. Dil bu görevi kişiden alıp, düşünceyi kıymetsizleştirme işlevini harfiyen yerine getiriyor.

Tayyip Erdoğan’ın sözcüklerinin, içerikten bağımsız olarak ifade ettiklerinden daha yüce bir şey söylüyormuş izlenimi bırakmasını, Adorno “Sahicilik Jargonu’nda “ilahilik söylemi” ile açıklıyor.

Bu jargon, sarsılmaz yapılara bağlılığı terbiye ederken, en ast konumdaki dinleyicilerin öz saygılarını güçlendiriyor.

Adorno, hakikatsiz olanın eninde sonunda ortaya çıkacağından bahsederken, sahicilik jargonunun köşe bucak sahiplenildiği Türkiye gibi bir coğrafyayla karşılaşmamıştı daha.

Jargon aklı başında insan için gevezelikten başka bir şey değil. Kıymetsiz düşüncenin en asgari dil değerleri kullanılarak tekrarlanması. Ama kitleler için bambaşka bir işlev görür: kendi konum ve değerlerinin tasdiklenmesi: Hürmet hissiyle sessiz bırakılan yığınlar psikolojisi.

Şuna dikkat ettiniz mi?

Kullandığı sözlerin arkasında sonuna kadar duruyormuş gibi yapan insanın, aslında başkaları adına, onlara bir şey yutturmak için konuşuyor olduğundan kimse şüphe duymuyor artık!

--

--